Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Taoculuk nedir? Taoizm inancı Hakkında

İşte soruların en kolayı gibi görünse de, Taoculuk paradoksunun tipik bir örneği olarak, yanıtlanması hemen hemen imkansız olan bir soru. Bunun nedeni de yanıtların çok ve çeşitli olması. Öncelikle Taoculuğun ne olmadığından başlayalım: - Yeni değildir. Taoculuk insanlığın bildiği en eski geleneklerden biridir. Taoculuğun özüne ilişkin, tarihi İ.Ö. 5000 yılına dayanan belgelere rastlanmıştır.[1] - “Sabit” veya “katı” bir gelenek değildir. Taoculuğun çeşitli versiyonları mevcuttur; örneğin, günümüzde uygulandığı biçimiyle popüler Taoculuk, gelişmiş Şamanist bir din olmasına karşın, bir diğer büyük doğu geleneği olan Tantrik Budizm gibi, doğrudan Taoculuğun temel prensiplerinden kurumsallaşmıştır. Bir de büyük ölçüde Budizm’in Chian (Japonca’da, Zen) ekolüne dönüşmüş olan (Huston Smith’in isimlemesiyle) Ezoterik Taoculuk vardır. Ancak Ezoterik Taoculuk artık kaybolmuştur.[2] Geriye sadece ilkel Taoculuk’la eşanlamlı olan Felsefi Taoculuk kalıyor, ki orijinal Taoculuğa en yaklaşan gel

Astral Seyahat

Beden dışı deneyim (OBE - out of body experience) öldükten sonra ruhun yaşamına devam etmesi zihnin vücuda bağımlı olmadığını gösterir. İslam inancında da ölüm sonrası yaşam, kabir azabı ve benzeri inançlar öldükten sonra da tam bir bilinçlilik içerisinde olunduğuna kanıt teşkil edebilir. bu kavrama göre zihin bazı yönlerden bağımsız bir bütündür. Bu da zihnin ölümden önce vücuttan ayrılabileceği ve vücuda herhangi bir zarar vermeden dönebileceği gibi bir olasılığın varlığını gösterir. Bir araştırmaya göre Oxford Üniversitesi'nde görüşmeye alınan öğrencilerin %34'ü kimi zaman vücutlarının dışından kendilerini seyretmeleri gibi bir tecrübe yaşadıkları saptanmıştır. Ernest Hemingway, Arthur Koestler, Vircinia Woolf, D.H. Lawrence gibi yazarlarda bu tür tecrübeleri yaşadıklarını belirtmişlerdir. Cenk Koray'da kendi başından geçen bir olayda koltukta otururken birden koltuktaki fiziksel bedenini seyrederken bulduğunu söylemişti. Vücuttan ayrılma olgusu, yaşamın tehlik

Sayıların Anlamı sembolizm

Sembol  sözcüğü etimolojik olarak Latince  Symbolum  sözcüğünden Fransızca’ya, oradan da Türkçe’ye geçmiştir. Sözcüğün ilk anlamı tanınma işaretidir. Kökeni ise Yunanca’daki,  sumbolon  sözcüğüdür. İşaret,sembol, alegori anlamına gelen sözcüğün kökeninde zaten birlikteliği belirten  sum - ön eki vardır. Sözcük anlamı olarak sembol , “ Biçimi ya da doğası ile bir düşünceyi ya da düşünceler bütününü çağrıştıran nesne ya da resim ” demektir. Meydan Larousse ise sembol tanımını “ Duyularla algılanamayan bir şeyi belirten somut şey veya işaret ” şeklinde vermektedir : Yine Meydan Larousse’a göre sembolizm, “ Olguları yorumlamaya veya inançları anlatmaya yarayan semboller sistemi ” olarak tanımlanmıştır. İnsanlar ilk çağlardan beri sembolleri kullanagelmişler, dönemlerinin, kendilerine göre özel ve gizli kalması gereken, bilgilerini bazı semboller aracılığı ile anlatmışlardır. İlk çağlarda evren ile ilgili bilgiler, psikoloji ile ilgili bilgiler, ezoterik bilgiler hep semboller arac

Ölüm Ötesi Dönüşüm

Günlük kullanımda "ruh" ve "tin" esas itibarıyla aynı anlamı taşırlar. Bunlar etrafını saran somut fiziksel bedeni süren veya arkasında yatan dirilik gücü olan esrarengiz bir bilinç hali veya varlığı açıklamak için kullanılırlar. Önde gelen dünya dinlerinin öğretilerine göre mistik ruh veya tin bir şekilde ölümden sonra varlığını sürdürmektedir. Bu öğretilere göre biz nasıl maddi bir beden içinde yaşayan insanlar olarak lineer zaman çizgisi içinde büyüyüp öğreniyorsak, ruh veya tin de bir dizi yaşamda (enkarnsyon) bilgi ve deneyimde gelişmektedir. Ancak, ruh ve tin olarak tabir ettiğimiz bu iki kelime arkasında geçmiş zamanlarda daha karmaşık anlamlar olabileceği hakkında çok kanıt vardır. Bunların aynı anlama gelmediği konusunda belirgin bir olasılık vardır. Olası olarak geçmiş bir dönemde bu iki kelimelerin anlamları karıştırıldı ve esas manaları tarihin akışı içinde kayboldu. Bir bakıma bu iki kelimenin arasındaki anlam farkının kaybı günümüzde yaşanan ruhsal