Ana içeriğe atla

Çok Güzel Sevgi Sözleri

 Ey sevgili; heyben acıyla dolar da nefes alamazsan gel. Huzur bulacağın kıyılarım senindir. Umutların solar kurur da su bulamazsan beraber sulayalım, gözyaşlarım senindir. Kanadın kırılır da maviye uçamazsan, ne güne duruyor al, kanatlarım senindir. Çaresiz çilelere bir umut bulamazsan, kendime ettiğim dualarım senindir. Mevlana
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim. Mevlana
Ben seni bu yaşımda yaşamın tam ortasında öylesine değil ölesiye seviyorum.
Bunca yalanın, bunca talanın, bunca riyanın arasında sen. Ne güzel duruyorsun ömrümün ortasında.
İnsana imtihan için özlemek yeter, bir şehri, bir sesi, bir nefesi. İmtihan için bir sen yeter…
Belki hiçbir evrakta isimlerimiz yanyana gelmedi. Ama gayriresmi birçok hayalde ben seninle aynı yastıkta yaşlandım.
Bazı duyguları yazamazsın. Anlatamazsın. Çünkü tefsiri ancak his ile mümkündür. Bu yüzden sadece yaşarsın.
Seni bana veren rabbime şükürler. Yaşanan senli her anıma şükürler. Göz görüp gönlüm severse sevgim için seni gören gözlerime teşekkürler.
Sizi hayallerinden vazgeçecek kadar seven bir kalp bulduysanız Allah’tan yeni bir ömür isteyin. Çünkü bir ömür yetmez onu sevmeye.
Senin gözbebeklerin var ya, kadın kadın gülen, insan insan bakan gözbebeklerin. Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta. Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder. Bir açarsın ki mutluyum. Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.
Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım, en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım, severek çektiğim ahımsın.
Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim, öfkem, kinim, sevincim, umudum, düşüm, rüyam, hayalim ama en çok ağlatan, en çok kanatansın… Sen tarifi imkânsızımsın.
Ben sana kızsam, kendime küserim.
Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.
Bana yüzünü dönme gece oluyor sanıyorum.
Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın.
Sen benim şarkımsın, herkesin dili dönmez.
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.
Besmelesiz başladım diye mi, doyamıyorum seni sevmeye?
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin.
Sen bile bilemezsin gülüşün ben de kaç bahar eder.
Sevdim. Çünkü bir tek ona sarılınca yuva gibi kokuyordu içim.
Öğrendik ki: Her yarayı saran zaman değil, sevgidir.
Ötesi yok bu duanın benim ol. Benimle, aklınla, aşkınla bin yaşa.
Gittin… Ve solumda kaldın ve soluğumda ve sonumda.
Canımın içi, sen hangi şiirden kaçıp geldin yüreğimin orta yerine?
Sen yeter ki çocukluk yap. Gönlümde salıncağın hazır…
Manzarası sen ol gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar göreyim.
Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana.
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim, sensiz boğazımdan geçmiyor.
Sen benim ilk şiirim, ilk kavgam, sen benim 17 yaşımsın.
Sensiz bir gün daha akşam oldu. İçim el vermiyor. Biz buna “gün” demeyelim.
Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın.
Elimdeki resmin yerine kendin olsaydın. Olsaydın da benim yine derdim olsaydın.
Aşk, yer yerinden oynasa da; yâri yürekteki yerinden oynatmamaktır.
Bir şehir ol. Mesela İstanbul gibi. De ki; boğazım kuruyuncaya kadar seveceğim seni.
Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim. Ömrün ömrüme nasip olsun diye!
Sen benim hiç bıkmadan saatlerce seyre daldığım, tövbe tutmayan en tutkulu sevdamsın.
O senin neyin olur dediler. Uzaktan dedim uzaktan yandığım olur kendisi.
Eş olan, aşka eştir. “Eş” değer, nefesten ötedir. Ötemde özüm var, özüm nefesin ötesinden ötedir.
Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.
Belki de sonu nasıl bitecek diye korkmaktan sevmeyi unuttuk.
Aşk ehli isen sitemin cahili olma. Şems
Sevmek ve sevilmek güneşi iki taraftan hissetmeye benzer.
Evvelimiz aşk, halimiz aşk, istikbalimiz aşk.
Seviyorsan git ısır bence, köpek gibi sevdiğini o da anlasın.
Kendime gelemiyorum, sana gelsem olur mu?
Bir insanın bir insana verebileceği en ölümsüz hediye, sevgidir.
Sesindeki huzuru kimse bilmesin. Kıskanırım.
Gözlerime bakarken gözlerinin içi gülüyordu, nasıl sevmezdim?
Sevmek için yürek, sürdürmek için emek gerek.
Ey gece git o yâre söyle. Kokusuna sarılıp uyumak isteyen biri var.
Sen beni sev, geri kalan her şeyi ben hallederim.
Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, bir ayrılığı var bir de gözyaşı.
Sımsıkı sarılalım, aramızdan rüzgâr bile geçmesin.
O kadar güzel gülüyor ki tamam diyorum bu kadar yaşadığım yeter.
Ve sen ağlama. Gözlerin fazlasıyla güzel ağlamak için.
Ve diyeceğim ki; Aşk güzel şey. Vaktinde ve doğru insanla geldiği sürece…
Bir dilek hakkım olsaydı, gittiğin her yer olabilmeyi dilerdim.
Bir yürek anca bir yürek ile takas edilir, yüreğini almadığıma, yüreğimi vermem.
Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor. Özdemir Asaf
Eğer aşk karşılıklı olsaydı, tek taraflı aşkın en güzel aşk olduğunu inkâr ederdi.
Seni sen olduğun için değil, seni bende bulduğum için seviyorum.
Beni hep yanlış anladın zaten sen. Geleceğim ol demiştim sana. Gel ecelim ol değil.
Herkesten kıskanacak kadar değil, herkesi kıskandıracak kadar sev.
Ya kırdığın kalbi Allah seviyorsa? Bilemezsin. Bilseydin ödün kopardı, dokunamazdın.
Kızdığında, küstüğünde bile seni düşünen bir sevenin olması ne güzeldir.
Bir insan aşık olunca; kıskanır, bağırır, kısıtlar, hesap sorar, sahiplenir. Ama anlayana işte…
Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem.
Dilek tutman için yıldızların kayması mı gerekiyor illa ki? Gönlüm gönlüne kaydı yetmez mi?
Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni…
Aşkın gözyaşları ıslatırken sevgilinin omzunu, neden bu kadar geç kaldığını sorar aşk meleği.
Açık çay içerdi hep, demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş, öyle derdi.
Dediler ki: gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: gönle giren gözden ırak olsa ne olur.
Aşk bittikten sonra arkadaş kalalım diyenler. Güle başka isim versen değişik kokacak mı?
Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, olsun! Vuslata aşık gönül susmaya da razı.
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok, canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde.
Dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması, kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır…
Belki de aşk asla kullanılmamalıydı cümle içinde, zaten bir daha gönül koymak mı ortaya, tövbe.
Eskiden karanlıktan korkar yağmurdan ürperirdim şimdi karanlıklar sırdaşım yağmurlar gözyaşım oldu.
Bir kadın aşka inanmıyorum derken, aslında tek bir şey söylemek istiyordur: Hadi beni aşka inandır.
Sevgi; insanın kalbinde tomurcuklanan nadide bir çiçektir. Mühim olan onu yara almadan yaşatabilmektir.
O yokken “hayır sevmiyorum, unuttum” deyip, onu görünce elin ayağın birbirine dolanıyorsa; aşıksın işte.
Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.
Halden ala halsizliğim, sözden ala sessizliğim. Ben seninle olduktan sonra, umurumda değil kimsesizliğim.
Gerçek sevgi sabırdır, her şeye dayanır. Affeder, çabalar, gerektiğinde susar, kabullenir ama asla bitmez.
Ne iş yaparsın sen dedi. Hamalım dedim. Nasıl yani dedi. Elimden tutmasını bilenin, yüreğini taşırım dedim.
Yerden yere vurmak yardan yâre tutulmak değildi aşk. Yer yerinden oynasa da Yâr’i yürekten oynatmamaktı aşk.
Gönlüme düştüğü günden beri o ateşi aşk bilirim. Lal olmuş dilime adını dolar. Beni sen, seni ben bilirim.
Aşk ateşten bir parçadır; önce ruhunu aydınlatır, sonra bedenini ıstırtır. Ama illaki yakar benliğini kavurur.
Aşk’a sınır koyamazsın ve aşık oldun mu kalbinin esirisin onun sürüklediği yerdesin; sana acı çektirse bile.
Kapına geldim. Ve ben, ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki “kim o” de. Kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim.
Eğer gökyüzü bir parça kâğıt, deniz bir şişe mürekkep olsaydı yine de sana olan duygularımı yazmaya yetmezdi.
Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım. Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak.
Ey sevgili. Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayallerde harap olmuşuz.
Bazen hiç ummadığınız birine aşık olabilirsiniz ama bu yaptığınız şeyi yanlış kılmaz. Herkes mutlu olmayı hak etmez mi?
Ne sıradan bir sevgiyi yaşayacak kadar basit biriyim. Ne de seni sıradan bir sevgiye malzeme yapacak kadar herhangi biri.
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum.
Sen, hayalini kurup, sonunda bulduğum o hayallerimdeki adam değilsin. Sen karşıma çıkıp, bana aşkı hayal ettiren ilk sevgilisin.
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, sen zaten bunlara sahipsin. O yüzden sana bir ayna getirdim. Kendine bak beni hatırla.
Sevebilir misiniz? Karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarız, özgür bırakarak. Sırf bir başkasının iyiliğini, mutluluğunu isteyerek…
Kadehime lacivert bir akşam çöküyor gülüm. Zehrini akıtarak çöküyor. Kartana çeviriyor her saniyeyi. Üşüyorum. Üşüdükçe seni daha çok özlüyorum.
Aşk, sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, insanlar da pekguzelsozler.com onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler.
Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
Sarılmayı bilir misin? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilir misin aşık olmayı? Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilir misin? Gerçekten sevebilir misin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin.
Bazı aşklar okyanus gibidir. Görmesen de sonunun bir yerde bittiğini bilirsin, şimdi okyanuslar bile kıskanır sana olan sevgimi, görmesem de biliyorum sonunu sonsuza dek bitmeyecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ķalp gözü nedir? 3. Göz nedir nasıl açılır?

Kalp Çakra ruhsallığa somut realitemizde açılmaya başladığımız ilk yerdir çünkü Esas Varlığın bulunduğu yere giden ilk kapıdır, buradaki açılımlar Taç Çakranın da açılmasını sağlar, bu yüzden Kalp çakranın mistik deneyimlere açılan bir yönü de vardır.. Evrensel yasalardan Neden-Sonuç, Adalet, Özgür İrade, DNA ve daha nice evrensel kanunu ve gizemi burada öğrenerek gayb ilimlerini gözlemlemeye ve almaya başlarız. Kalp Çakra ve içinde yaşadığımız bu öğrenme deneyimi de aynı zamanda tasavvufta sıfatları almaya başladığımız Nefs-i Mütmaine mertebesine denk düşer. Bu mertebede artık günahlarımızdan arınmaya başlarız ve Allah’tan razı olmaya doğru gidiyoruzdur. Bunun yolu da üst çakralardan gelen enerji ve dolayısıyla üst nefs mertebelerinden gelen farkındalık ve idraki uygulamaya koyarak geçebiliriz, çünkü Kalbin açılması ile birlikte Boğaz ve Göz’e de temiz enerjiler gitmeye başlar ve Karmik düğümleri çözerek Dharmaya yani Yaşam Gayemizi gerçekleştirmeye doğru gideriz. Burada açılım y...

Ledün ilmi nedir ledün ilmi nasıl öğrenilir

“Ledün” kelimesi, Türkçe’de de kulandığımız “nezdinde, yanında” manasını ifade eden “inde” kelimesiyle eş anlamlıdır. Kur’an’da pek çok defa geçen bu kelime, Kehf sûresinde Musa ile Hızır kıssasında Hızır hakkında: “Biz ona tarafımızdan (ledün) bir ilim öğretmiştik” (el-Kehf, 18/65) şeklinde geçmektedir. Ayette geçen “ledünnî ilim”, “gaybî ilim ve ilahî esrarı kavrama” manasında bir terimdir. Ayette Hızır’a verildiği bildirilen ilmi, peygamberlere verilen ilimden ayıran özellik, “öğretim biçimi”dir. Bu yüzden ayette “öğretmiştik” (allem-nahu) tabiri kullanılmıştır. Değilse peygamberlerin ilmi de Hakk katındandır. Mûsa’ya, Hakk katından peygamber olması hasebiyle verilen ilim, dini hükümlerdi, ibadet, muamelat ve ahlak bilgisiydi. Hızır’a verilen bilgi ise olayların ve eşyanın sırlarını kavramaktı. Nitekim bu olayı anlatan bir hadis-i şerifte Hızır’ın Musa’ya şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Ya Musa, ben Allah’ın bana öğrettiği bir ilme sahibim ki, sen onu bilmezsin. Sen de Allah’ı...

DOĞRU AYAKKABI SEÇİMİ VE SAĞLIKLI AYAK BAKIMI İPUÇLARI

  Ayaklarımızın sağlığı, günlük yaşantımızda çok önemlidir. Gün boyu ayakta kalmak, yürümek ve koşmak, ayaklarımızın yeterince desteklenmesi gerektiği anlamına gelir. Doğru ayakkabı seçimi ve sağlıklı ayak bakımı, ayak sağlığı için kritik önem taşır. Bu makalede, doğru ayakkabı seçimi ve ayak bakımı hakkında bazı ipuçları vereceğiz. Ayak Anatomisi Ayak anatomisi, ayak sağlığı hakkında bilgi sahibi olmanın önemli bir parçasıdır. Ayak, 26 kemik, 33 eklemden ve birçok kas, tendon ve bağ dokusundan oluşur. Ayak yapısı, ayağın yüksek oranda esnek ve dayanıklı olmasını sağlar. Ayak yapısı, doğru ayakkabı seçiminde de önemlidir. Yanlış Ayakkabı Seçiminin Zararları Yanlış ayakkabı seçimi, ayak sağlığı üzerinde zararlı etkileri olabilir. Aşağıdaki durumlar, yanlış ayakkabı seçiminin neden olduğu sorunlar arasındadır: Dar ayakkabılar: Dar ayakkabılar, ayakta sıkışmaya neden olur ve ayak parmakları arasındaki sinirlere baskı yapar. Bu, sinir hasarına ve ayak parmakları arasında ağrıya neden o...